canlı


İlgili Kelimeler:

canlı bomba, canlı canlı, canlı cenaze, canlı model, canlı müzik, canlı özdekçi, canlı resim, canlı yayın, ağırcanlı, dokuz canlı, etli canlı, iki canlı, it canlı, kanlı canlı, pek canlı, tez canlı, yedi canlı, arkadaş canlısı, dost canlısı, mal canlısı, para canlısı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Canı olan, diri, yaşayan

Örnek:

1. Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı.

1. Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı.

2. Hareketli, hayat dolu, dinamik

Örnek:

1. Yeni ufuklar arıyor, insanlarla daha geniş, canlı ilişkiler kurmak istiyordum.

1. Yeni ufuklar arıyor, insanlarla daha geniş, canlı ilişkiler kurmak istiyordum.

3. Güçlü, etkili

4. Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk), ateş parçası

5. isim , isim , isim , isim , Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan

6. isim , isim , isim , isim , Canlı yayın

7. zarf , zarf , zarf , zarf , Hareketli, hayat dolu, dinamik bir biçimde

Örnek:

1. Umut iyidir. İnsanı canlı ve güçlü tutar.

1. Umut iyidir. İnsanı canlı ve güçlü tutar.