1. zarf , zarf , zarf , zarf , Diri diri, henüz ölmemiş bir biçimde
1. Ev bark sahipleri, sandalcıların olta ile tutup oracıkta eski bir leğen içinde canlı canlı sattıkları balıklara bakmadan geçemezlerdi.
1. Ev bark sahipleri, sandalcıların olta ile tutup oracıkta eski bir leğen içinde canlı canlı sattıkları balıklara bakmadan geçemezlerdi.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Heyecan içinde
1. Komutan canlı canlı cevap veriyordu.
1. Komutan canlı canlı cevap veriyordu.