1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çalkama işine konu olmak
2. Deniz, göl dalgalanmak
1. Bu loş ve serin salonların altında Haliç'in denizliğini unutmuş, uslu suyu çalkanır.
1. Bu loş ve serin salonların altında Haliç'in denizliğini unutmuş, uslu suyu çalkanır.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Haber, söylenti herkesin ağzında dolaşmak
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Coşkunluk, hareketlilik içinde bulunmak
1. Herkes, her şey bir bahar sevinci içinde çalkanır durur.
1. Herkes, her şey bir bahar sevinci içinde çalkanır durur.