büyük abdest, büyük aile, büyük amiral, büyükana, büyükanne, Büyükayı, büyükbaba, büyükbaş, büyük boy, büyük çember, büyük dalga, büyük defter, büyükelçi, büyük hanım, büyük harf, büyük kalori, büyük kan dolaşımı, büyük mağaza, büyük mevlit ayı, büyük orta, büyük önerme, büyük para, büyükpeder, büyük sesli uyumu, büyükşehir, büyük tansiyon, büyük terim, büyük tövbe ayı, büyük ünlü uyumu, ağzı büyük, burnu büyük, küçüklü büyüklü
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı
1. Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz.
1. Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz.
2. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
1. Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti.
1. Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti.
3. Niceliği çok olan
1. Benim büyük kalabalıklara karşı ürkekliğim vardır.
1. Benim büyük kalabalıklara karşı ürkekliğim vardır.
4. Üstün niteliği olan
1. Molière büyük adammış, yeryüzüne gelmiş kişilerin en büyüklerinden biri.
1. Molière büyük adammış, yeryüzüne gelmiş kişilerin en büyüklerinden biri.
5. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
1. Büyüklerin tandır sefasına ayıracak zamanları yoktu.
1. Büyüklerin tandır sefasına ayıracak zamanları yoktu.
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Önemli
1. Ömrünün tek ve büyük oyunu bitmişti.
1. Ömrünün tek ve büyük oyunu bitmişti.
7. isim , isim , isim , isim , Büyük abdest
8. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse