bulandırmak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bulanmasına yol açmak, bulanmasını sağlamak

Örnek:

1. Biz bile kendimizi en sadık bir aynada görmek istesek nefesimizin buğusu aynamızı bulandırır.

1. Biz bile kendimizi en sadık bir aynada görmek istesek nefesimizin buğusu aynamızı bulandırır.

2. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , İki veya daha çok şeyi birbirlerinden fark edilmeyecek bir biçimde karıştırmak

Örnek:

1. Acaba beyaza bulanmış kalastan mı, şüphesi tekrar zihnini bulandırdı.

1. Acaba beyaza bulanmış kalastan mı, şüphesi tekrar zihnini bulandırdı.