bozulmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bozma işine konu olmak

Örnek:

1. Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur.

1. Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur.

2. Yiyecek kokmak, yenilemeyecek duruma gelmek, ekşimek

Örnek:

1. Et bozulmuş.

1. Et bozulmuş.

3. Dağılmak, bozguna uğramak

Örnek:

1. Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez'den geçiyordu.

1. Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez'den geçiyordu.

4. Taşıt arızalanmak

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İyi ve değerli niteliğini yitirmek

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeye kızmak, içerlemek

Örnek:

1. Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı.

1. Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı.

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sağlığını yitirip zayıflamak