boyalı basın, aşı boyalı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Boya sürülmüş, boyanmış veya boyaya batırılmış
1. Türk evlerinde köşeler ve tavanlar türlü renklerle boyalı oyma tahtalarla süslü idi.
1. Türk evlerinde köşeler ve tavanlar türlü renklerle boyalı oyma tahtalarla süslü idi.
2. Yüzünü çok boyamış olan, makyajlı (kadın)
1. İşte o dakikadan itibaren onun boyalı dudaklarından, yapma sarı saçlarından nefret ediyordum.
1. İşte o dakikadan itibaren onun boyalı dudaklarından, yapma sarı saçlarından nefret ediyordum.