boğazlaşmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Birbirini boğazlamak

Örnek:

1. İçimde bir boşlukla karmakarışık bir doluluk boğazlaşıyor.

1. İçimde bir boşlukla karmakarışık bir doluluk boğazlaşıyor.

2. Kıyasıya dövüşmek

Örnek:

1. Otuz bu kadar devlet, hiç durmadan dinlenmeden boğazlaşabilirler miydi?

1. Otuz bu kadar devlet, hiç durmadan dinlenmeden boğazlaşabilirler miydi?