bloke etmek

Anlamı:

1. kullanılmasını önlemek amacıyla el koymak

Örnek:

1. Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş.

1. Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş.

2. savaş durumundaki bir ülkenin dış ülkelerle ilişkisini engellemek

3. kapatmak, durdurmak

Örnek:

1. En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir.

1. En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir.

4. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , ödeme yapabilmek için banka tarafından müşteri hesabında belirli bir tutarı güvence altına almak

5. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , ödenmeyen borç yüzünden veya şifreyi yanlış girmeden dolayı banka kredi kartının kullanılmasını engellemek

6. spor , spor , spor , spor , futbolda kaleci topu yakalamak