1. -e , -e , -e , -e , Herhangi bir şeyi haber vermek
1. Babası ile arasındaki bütün mektuplaşmaları bana da bildiriyor.
1. Babası ile arasındaki bütün mektuplaşmaları bana da bildiriyor.
2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Herhangi bir konuda bilgi vermek
1. Gönderdiğim mektubun bir ehemmiyeti yoktur diye bildir, dedi.
1. Gönderdiğim mektubun bir ehemmiyeti yoktur diye bildir, dedi.
3. -i , -i , -i , -i , Anlatmak, ifade etmek
1. Sadi hem acele acele konuşarak fikirlerini bildiriyor hem de gözlerini ileriye uçan bisikletlerden hiç alamıyordu.
1. Sadi hem acele acele konuşarak fikirlerini bildiriyor hem de gözlerini ileriye uçan bisikletlerden hiç alamıyordu.