biçimsiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kendine özgü bir biçimi olmayan, biçimi bozuk, şekilsiz

2. Kötü, hoş olmayan, yakışıksız

Örnek:

1. Ancak ansızın kız karşısına çıkınca sözüne bir biçimsiz yerinden başlamış oldu.

1. Ancak ansızın kız karşısına çıkınca sözüne bir biçimsiz yerinden başlamış oldu.

3. fizik , fizik , fizik , fizik , Kendine özgü billurlaşmış bir biçimi olmayan (madde), amorf

4. zarf , zarf , zarf , zarf , Kötü bir biçimde

Örnek:

1. Küpeşteden bırakılan bir kalas gibi biçimsiz düştü.

1. Küpeşteden bırakılan bir kalas gibi biçimsiz düştü.