rayiç bedel, kira bedeli, nefaset bedeli, piyasa bedeli, satış bedeli, tayın bedeli
1. isim , isim , isim , isim , Değer, fiyat, kıymet
2. Bir şeyin yerini tutabilen karşılık
1. Buna bedel içimde mumlar, mumlar, mumlar yanan bir karanlık var.
1. Buna bedel içimde mumlar, mumlar, mumlar yanan bir karanlık var.
3. Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eşit, denk
1. Emsalini göremeyeceğiniz bir saadetle beş on dakika yaşarsınız ki bütün bir hayata bedeldir.
1. Emsalini göremeyeceğiniz bir saadetle beş on dakika yaşarsınız ki bütün bir hayata bedeldir.
5. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para
1. Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti.
1. Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti.
6. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bir ücret karşılığında çalışan kimse
Lisan : Arapça bedel