bataklık ardıcı, bataklık baykuşu, bataklık çulluğu, bataklık gazı, bataklık keteni, bataklık kırlangıcı, bataklık kuşları, bataklık nergisi
1. isim , isim , isim , isim , Çok derin olmayan sularla örtülü batak bölge, aynaz, azmak
1. Stadyuma, mekteplere yakın, onların burnu dibinde olan bu dere, hakikatte bir bataklıktır.
1. Stadyuma, mekteplere yakın, onların burnu dibinde olan bu dere, hakikatte bir bataklıktır.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Uygunsuz ve kötü, ahlak dışı durum
1. Bizler kendisini bu bataklıktan kurtarmak için fazlasını bile yaptık.
1. Bizler kendisini bu bataklıktan kurtarmak için fazlasını bile yaptık.