bastıbacak

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bacakları kısa veya çarpık (kimse)

Örnek:

1. Süvari taburunun en önünde bir topal, biri yampiri iki bastıbacak ihtiyar da darbuka çalarak yürüyorlar.

1. Süvari taburunun en önünde bir topal, biri yampiri iki bastıbacak ihtiyar da darbuka çalarak yürüyorlar.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yaramaz, haylaz (çocuk)

Örnek:

1. Ülen, haddini bilmez bastıbacak, emir vermek sana mı kaldı?

1. Ülen, haddini bilmez bastıbacak, emir vermek sana mı kaldı?


Telaffuz : bastı'bacak