basmahane, basma kalıbı, basmakalıp, basmayazı, akbasma, albasma, emme basma tulumba, para basma, taban basma, deniz basması, kırk basması, taş basması
1. isim , isim , isim , isim , Basmak işi
1. Eşyanın üstüne çıkıp basmaya, üstünde zıplamaya başladık.
1. Eşyanın üstüne çıkıp basmaya, üstünde zıplamaya başladık.
2. Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua
3. İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun
4. Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş
1. O güne kadar bir okka üzüm, bir arşın basma almamış idim.
1. O güne kadar bir okka üzüm, bir arşın basma almamış idim.
5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu kumaştan yapılan
1. Üzerine basma bir elbise ile örme bir ceket giymişti.
1. Üzerine basma bir elbise ile örme bir ceket giymişti.
6. jeoloji , jeoloji , jeoloji , jeoloji , Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı
7. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Basılmış, matbu
8. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Gübre, tezek