başlamak

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Bir işe girişmek, harekete geçmek

Örnek:

1. Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı.

1. Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çalışır, işler, yürür duruma girmek

Örnek:

1. Bundan başka, evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı.

1. Bundan başka, evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı.

3. Olmak, oluşmak, ortaya çıkmak, doğmak

Örnek:

1. Şiirimiz milletimizin Anadolu'daki teşekkülü ile başlar.

1. Şiirimiz milletimizin Anadolu'daki teşekkülü ile başlar.

4. Görünmek

Örnek:

1. Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı.

1. Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı.

5. Etkisini göstermek

Örnek:

1. Kış başlarken yapraklar döküldü.

1. Kış başlarken yapraklar döküldü.