günebakan, aynabakar
1. -e , -e , -e , -e , Bakışı bir şey üzerine çevirmek
1. Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim
1. Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim
2. Aramak
3. Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak
1. Limana bakan penceresinden deniz görünürdü.
1. Limana bakan penceresinden deniz görünürdü.
4. Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek
5. Beslemek, geçindirmek
1. Üç çocuklu bir aileye bakıyor.
1. Üç çocuklu bir aileye bakıyor.
6. Bir iş birinden beklenmek
1. Evin bütün işleri bana bakıyor.
1. Evin bütün işleri bana bakıyor.
7. Hastayı muayene etmek
8. Tedavi etmek için ilgilenmek
9. Yoklamak, incelemek, denemek
1. Git bak bakalım, evdeler mi? Şu hesaba sen de bak. Yemeğin tadına bakar mısınız?
1. Git bak bakalım, evdeler mi? Şu hesaba sen de bak. Yemeğin tadına bakar mısınız?
10. Bir işi yapmak, bir işi yapmakla görevli olmak
1. Pasaport işine polis bakar.
1. Pasaport işine polis bakar.
11. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İlgilenmek
1. Baktılar, ettiler, ilaç, tedavi, faydası olmadı.
1. Baktılar, ettiler, ilaç, tedavi, faydası olmadı.
12. Uğraşmak, meşgul olmak
1. Çocuğum, sen derslerine bak.
1. Çocuğum, sen derslerine bak.
13. Yapılabilmesi bir şeye bağlı bulunmak
1. Bu iş beş bin liraya bakar.
1. Bu iş beş bin liraya bakar.
14. Gözetmek, korumak
15. Renklerde benzemek, andırmak
1. Bu kumaşın rengi yeşile bakıyor.
1. Bu kumaşın rengi yeşile bakıyor.
16. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Anlamak, farkına varmak
1. Bazı akşamlar bakarım Halil savuşur, nereye gittiğini de kimseye söylemez.
1. Bazı akşamlar bakarım Halil savuşur, nereye gittiğini de kimseye söylemez.
17. Başka bir şeyle ilgilenmeyip elindeki veya önündeki işle uğraşır olmak
1. Yemeğini yemene bak! Vaktini boş geçirmemeye bak!
1. Yemeğini yemene bak! Vaktini boş geçirmemeye bak!