ayırmak

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bölmek

Örnek:

1. Elmayı dörde ayırmak.

1. Elmayı dörde ayırmak.

2. -e , -e , -den , -den , -e , -e , -den , -den , Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak

Örnek:

1. Çocuklara pastadan biraz ayırdım.

1. Çocuklara pastadan biraz ayırdım.

3. Bir yeri bir engelle bölmek

4. -den , -den , -den , -den , Birbirinden uzaklaştırmak

5. -i , -i , -i , -i , Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek

6. -e , -e , -den , -den , -e , -e , -den , -den , Seçmek

Örnek:

1. Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır.

1. Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır.

7. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak

Örnek:

1. Karıyı kocasından ayırmak.

1. Karıyı kocasından ayırmak.

8. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Farklı davranmak, fark gözetmek

Örnek:

1. Çocuklarımın hepsini aynı derecede severim, onları hiç birbirinden ayırır mıyım?

1. Çocuklarımın hepsini aynı derecede severim, onları hiç birbirinden ayırır mıyım?

9. Bir şey veya yeri, bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, tahsis etmek

Örnek:

1. Odayı çocuklara ayırmak.

1. Odayı çocuklara ayırmak.