ayakta kalmak

Anlamı:

1. oturacak yer bulamamak

Örnek:

1. Kadınlara yer vermek alışkanlığı da olmadığından, çok kez ayakta kalır.

1. Kadınlara yer vermek alışkanlığı da olmadığından, çok kez ayakta kalır.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , yıkılmamak, çökmemek

Örnek:

1. Tek başına, yakınmasız ayakta kalabilmiş tüm kişiler gibi örtük bir bilgelik geliştirmişti.

1. Tek başına, yakınmasız ayakta kalabilmiş tüm kişiler gibi örtük bir bilgelik geliştirmişti.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , değerini yitirmemek, önemini korumak

Örnek:

1. Ömürleri boyunca hep kendilerini başkalarından sorumlu hissetmiş ve ancak böyle ayakta kalabilmiş insanlardan biriydi.

1. Ömürleri boyunca hep kendilerini başkalarından sorumlu hissetmiş ve ancak böyle ayakta kalabilmiş insanlardan biriydi.