aldırmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Alma işini yaptırmak

Örnek:

1. Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım.

1. Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım.

2. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Getirtmek

Örnek:

1. Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı.

1. Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı.

3. Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak

Örnek:

1. Bademcik aldırmak. Çocuk aldırmak.

1. Bademcik aldırmak. Çocuk aldırmak.

4. -den , -den , -den , -den , Başkasına kaptırmak

Örnek:

1. Elimden aldırdım gül yüzlü yâri / Ben bir daha buldum ellere nispet

1. Elimden aldırdım gül yüzlü yâri / Ben bir daha buldum ellere nispet

5. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Sığdırmak

Örnek:

1. Bunca eşyayı bu küçücük eve nasıl aldırdınız.

1. Bunca eşyayı bu küçücük eve nasıl aldırdınız.

6. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Önem vermek, değer vermek

Örnek:

1. Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz

1. Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz