1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde
1. Bir tarafı alabildiğine deniz, bir tarafı alabildiğine boş çöl.
1. Bir tarafı alabildiğine deniz, bir tarafı alabildiğine boş çöl.
2. Olanca hızı ile
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aşırı derecede, gereğinden çok, gırla, sıvırya
1. Kaldığı kliniğin başhekiminden gelen mektuplarda yazılanlara bakılırsa etrafında olup bitenlere karşı alabildiğine kayıtsızdı.
1. Kaldığı kliniğin başhekiminden gelen mektuplarda yazılanlara bakılırsa etrafında olup bitenlere karşı alabildiğine kayıtsızdı.
Telaffuz : ala'bildiğine