değersiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Değeri olmayan veya değeri çok az olan, önemsiz, kıymetsiz, naçiz

Örnek:

1. Peki öyleyse neden söz vermeyi değersiz bulmuşuz?

1. Peki öyleyse neden söz vermeyi değersiz bulmuşuz?

değersizleşebilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değersizleşebilmek işi

değersizleşebilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Değersizleşme ihtimali bulunmak

değersizleşme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değersizleşmek işi

değersizleşmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Değersiz duruma gelmek

değersizleştirebilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değersizleştirebilmek işi

değersizleştirebilmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Değersizleştirme ihtimali bulunmak

değersizleştirme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değersizleştirmek işi

değersizleştirmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Değersiz duruma getirmek

değersizlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değersiz olma durumu, değer düşümü, kıymetsizlik

Örnek:

1. Belki de yazıların değersizliği böyle, boş resim ve kuru lafla gazeteyi süslemeye sebep oldu, bir şarlatanlığa yol açtı.

1. Belki de yazıların değersizliği böyle, boş resim ve kuru lafla gazeteyi süslemeye sebep oldu, bir şarlatanlığa yol açtı.

değgin

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İlişkin, üstüne ait, dair, müteallik

değil

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan kelime

Örnek:

1. Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu.

1. Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu.

değil mi ki

Anlamı:

1. madem, mademki

değim

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Liyakat

değimli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Liyakatli

değimsiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Liyakatsiz

değimsizlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Liyakatsizlik

değin

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sincap

değin

Anlamı:

1. edat , edat , edat , edat , Dek

Örnek:

1. Her ikisi de şimdiye değin kabakulak geçirmemiş olduklarından, uzak durmaları gerekiyordu kardeşimden.

1. Her ikisi de şimdiye değin kabakulak geçirmemiş olduklarından, uzak durmaları gerekiyordu kardeşimden.

değinebilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değinebilmek işi

değinebilmek fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Değinme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Bu arada kısaca opera çalışmalarına da değinebiliriz.

1. Bu arada kısaca opera çalışmalarına da değinebiliriz.

değini

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değinme

Örnek:

1. Okura tamamıyla yanlış izlenimler verebilecek bir iki değini hatırlıyorum.

1. Okura tamamıyla yanlış izlenimler verebilecek bir iki değini hatırlıyorum.

değinilebilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değinilebilmek işi

değinilebilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Değinilme ihtimali veya imkânı bulunmak

değiniliş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değinilme işi