92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Zaman zarfı
1. isim , isim , isim , isim , Tarihsel olayların zamanını inceleme bilimi, kronoloji
2. Gözlemlere dayanarak zaman ölçeğini belirleyen, tutulmaları, gezegenlerle ilgili önemli olayları, yıldızların yerlerini zaman sırasına göre veren bilim, kronoloji
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Tekrarlanan gök olaylarına dayanılarak seçilen zaman aralığı
1. Güneş günü. Yıldız günü.
1. Güneş günü. Yıldız günü.
1. isim , isim , isim , isim , Tarihsel olayların zaman bakımından sırası, kronoloji
1. Yirminci yüzyılın zaman dizini.
1. Yirminci yüzyılın zaman dizini.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Fiillerde kullanılan ve zaman kavramı veren ek: -ecek (gel-eceğ-im), -miş (piş-miş-ti), -iyor (sev-iyor), -di (gel-di) vb
1. isim , isim , isim , isim , Bilim kurguda değişik zamanlar arasında geçişin sağlandığına inanılan yer
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ara sıra
1. Kendisini zaman zaman tutan bu nöbetten kurtulmaya çalıştı.
1. Kendisini zaman zaman tutan bu nöbetten kurtulmaya çalıştı.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir fiilin anlamını zaman kavramı ile sınırlandıran zarf, zaman belirteci
1. Yarın yazacağım. Şimdi geliyorum. Sabahleyin vereceksiniz.
1. Yarın yazacağım. Şimdi geliyorum. Sabahleyin vereceksiniz.
1. isim , isim , isim , isim , Aynı zamanda yapılanlardan veya gerçekleşenlerden her biri
zamane adamı, zamane çocuğu
1. isim , isim , isim , isim , İçinde bulunulan zaman, dönem
1. Karısı, evin hayatını, kendisi yokken en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu.
1. Karısı, evin hayatını, kendisi yokken en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu.
2. Yakınma veya hafifseme yoluyla şimdiki zaman
1. Hep bunlar yeni avukatlık çenebazlığı, zamane lafları.
1. Hep bunlar yeni avukatlık çenebazlığı, zamane lafları.
Lisan : Arapça zamāne
Telaffuz : zama:ne
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Çokbilmiş, akıllı çocuk
1. bir işin yapılması için tanınan süreyi doldurmak
1. Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım.
1. Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım.
1. uygun zamanı bulmak
1. Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor.
1. Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor.