Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tomruklanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tomruk durumuna gelmek


tomurcuk

İlgili Kelimeler:

baca tomurcuğu, tepe tomurcuğu

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir bitkinin üzerinde bulunan ve ileride sap, çiçek veya yaprak verecek olan filiz

2. Çiçek açacak gonca

Örnek:

1. Birden yaban güllerinin dikenli dallarında tomurcuklar çatlıyor.

1. Birden yaban güllerinin dikenli dallarında tomurcuklar çatlıyor.


tomurcuklanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tomurcuklanmak işi

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Baş vermek, meydana çıkmaya hazır olmak

Örnek:

1. İkisi arasında başlayan bu ilgi, tomurcuklanma eğilimi gösterince babanın ve çevresinin de destekledikleri düşünülebilir.

1. İkisi arasında başlayan bu ilgi, tomurcuklanma eğilimi gösterince babanın ve çevresinin de destekledikleri düşünülebilir.


tomurcuklanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tomurcuk oluşmak

Örnek:

1. Bu arada ihtiyar kavak da tomurcuklanıp yaprak açmıştı.

1. Bu arada ihtiyar kavak da tomurcuklanıp yaprak açmıştı.


tomurma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tomurmak işi


tomurmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Ağacı dibinden kesmek

2. Ağaç ve asmalarda filiz vermek üzere gözler kabarmak, tomurcuklanmak

Örnek:

1. Ağaçlar çiçekliydi, çoğunda meyveler tomurmuştu.

1. Ağaçlar çiçekliydi, çoğunda meyveler tomurmuştu.

3. Şişip kabarmak


ton

İlgili Kelimeler:

anlatım tonu

Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , İnsan veya çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi

2. Konuşmada sesin duyguları belirtecek biçimde çıkması

Örnek:

1. Bunun farkında olmadan, üstelik de hiç istemeden içli bir tonla söylemiş olacağım.

1. Bunun farkında olmadan, üstelik de hiç istemeden içli bir tonla söylemiş olacağım.

3. Bir rengin koyuluk veya açıklık derecesi

Örnek:

1. Siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle kaynaştırır.

1. Siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle kaynaştırır.

4. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Ses titreşimlerinin yükselip alçalması, titrem


Lisan : Fransızca ton

ton
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı

2. Bin kilogramlık ağırlık birimi


Lisan : Fransızca tonne

ton balığı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uskumrugillerden, boyu 2,5 metre kadar olabilen, eti yenir bir balık, istavrit azmanı, orkinos (Thunnus)


tonaj
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir taşıtın alabildiği ton miktarı

2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Bir ticaret gemisinin iç hacminin hesaplanmasıyla bulunan taşıma kapasitesi


Lisan : Fransızca tonnage

tonalite
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Belirli bir tonda yazılmış müzik parçasının niteliği

2. İnsan sesinin rengi

Örnek:

1. Sesinizin tonalitesi mükemmel.

1. Sesinizin tonalitesi mükemmel.


Lisan : Fransızca tonalité

toner
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep


Lisan : İngilizce toner

tonga
Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Hile, düzen, tuzak


Telaffuz : to'nga

tongaya basmak (veya düşmek)
Anlamı:

1. kendisini kötü bir duruma düşürmek için hazırlanan bir düzene uğramak, tuzağa düşmek

Örnek:

1. Fakat insan salim kafayla bir dakika düşündü mü tongaya bastığını anlar.

1. Fakat insan salim kafayla bir dakika düşündü mü tongaya bastığını anlar.


tonik
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Organları uyaran ve güçlendiren ilaç

2. Bazı içkilere katılan sıvı madde

3. Cilt bakımında kullanılan, yüze ve boyna sürülen losyon


Lisan : Fransızca tonique

tonilato
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gemilerin alabileceği yükü belirtmekte kullanılan, bir tona eşit birim

Örnek:

1. Bu gemi iki bin tonilatodan fazla alamaz.

1. Bu gemi iki bin tonilatodan fazla alamaz.


Lisan : İtalyanca tonnellata

Telaffuz : l ince okunur

tonilatoluk
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir tonilato hacminde olan

Örnek:

1. Üç bin tonilatoluk bir gemi.

1. Üç bin tonilatoluk bir gemi.


tonla
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tonlarca


tonlarca
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok miktarda olan, tonla

Örnek:

1. Göz kapaklarımın üstünde sanki tonlarca ağırlık var, güçlükle açıyorum.

1. Göz kapaklarımın üstünde sanki tonlarca ağırlık var, güçlükle açıyorum.


tonlu

İlgili Kelimeler:

tonlu ünsüz, tonlu vurgu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Yumuşak


tonlu ünsüz
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yumuşak ünsüz


tonlu vurgu
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Hem yüksek hem yeğin hem de dinamik vurgu


tonluk
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belli bir ton ağırlığında olan

Örnek:

1. Üç tonluk kamyon.

1. Üç tonluk kamyon.


tonlulaşma
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ünsüzlerin boğumlanması sırasında, ciğerlerden gelen havaya ses tellerinin titreşerek ton vermesi


tonmayster
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ses yönetmeni


Lisan : Almanca Tonmeister