Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tokatçı
Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Dolandırıcı


tokatçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolandırıcılık


tokatlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tokatlamak işi


tokatlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tokat atmak

Örnek:

1. Bir ziyafette cümbüş yapanları teker teker tokatlamış.

1. Bir ziyafette cümbüş yapanları teker teker tokatlamış.

2. argo , argo , argo , argo , Bir kimseyi dolandırmak, hile yoluyla parasını almak


tokatlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tokatlanmak işi


tokatlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tokat atılmak


tokatlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tokatlatmak işi


tokatlatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tokatlama işini yaptırmak


tokatlayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tokatlayabilmek işi


tokatlayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tokatlama ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Bu kızı tam tersine, ferah fahur tokatlayabilir.

1. Bu kızı tam tersine, ferah fahur tokatlayabilir.

2. Tokatlama gücü bulunmak


Tokatlı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tokat ilinden olan kimse


Özel: Evet

Tokatlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tokatlı olma durumu


Özel: Evet

tökezleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tökezlemek işi


tökezlemek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yürürken ayağı bir yere çarpıp sendelemek

Örnek:

1. Önüne bakmadığı için ucu demirli kunduraları köprü dubalarının çivilerine takılıp tökezliyor.

1. Önüne bakmadığı için ucu demirli kunduraları köprü dubalarının çivilerine takılıp tökezliyor.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güçlük ve engellerle karşılaşmak


tökezlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tökezlenmek işi


tökezlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tökezleme işi yapılmak


tökezletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tökezletmek işi


tökezletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tökezleme işini yaptırmak


tökezme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tökezmek işi


tökezmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Tökezlemek

Örnek:

1. Ceylan birden tökezdi, toz kalktı yerden.

1. Ceylan birden tökezdi, toz kalktı yerden.


tokgözlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Gözü malda olmayan, gözü tok, açgözlü karşıtı


tokgözlülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tokgözlü olma durumu

Örnek:

1. İclâl tiksintiye benzer bir tokgözlülükle: -Bilsin ki süsüne aldanıp da ben böyle şeyleri asla ağzıma koymam.

1. İclâl tiksintiye benzer bir tokgözlülükle: -Bilsin ki süsüne aldanıp da ben böyle şeyleri asla ağzıma koymam.


toklu
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bir yıllık kuzu


tokluk

İlgili Kelimeler:

gönlü tokluk, gözü tokluk, karnı tokluk, gönül tokluğu, boğaz tokluğuna, karın tokluğuna

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tok olma durumu


tokmak

İlgili Kelimeler:

tokmakbaş, tokmak tokmak, kapı tokmağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağaçtan yapılmış iri çekiç

Örnek:

1. Hallaç geniş, kocaman tırnaklı elleriyle hâlâ tokmak sallıyordu.

1. Hallaç geniş, kocaman tırnaklı elleriyle hâlâ tokmak sallıyordu.

2. Kapıya asılı duran ve kapıyı çalmaya yarayan, türlü biçimlerde metal parça

3. Kapı kolu yerinde bulunan ve kapıyı açmaya yarayan topuz

Örnek:

1. Kapının tokmağını çevirdi, kapı kilitli değildi, açılıverdi.

1. Kapının tokmağını çevirdi, kapı kilitli değildi, açılıverdi.

4. Dibekte dövme işi için kullanılan ağaçtan araç

5. Davul vb. vurmalı çalgıları çalmakta kullanılan ve çalgının bir parçası olan araç

Örnek:

1. Alın tokmağı vurun davula, sabahın ilk saatlerinde sesi başka çıkar.

1. Alın tokmağı vurun davula, sabahın ilk saatlerinde sesi başka çıkar.