92406 kayıt bulundu.
1. eşit durumda olmak
1. Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var.
1. Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , isim , isim , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , Bunama
1. Akdeniz kıyılarında yaşayanlar, uzun süren bu hayati medeniyetten sonra ateh devrine girdiler.
1. Akdeniz kıyılarında yaşayanlar, uzun süren bu hayati medeniyetten sonra ateh devrine girdiler.
Lisan : Arapça ʿateh
1. bunamak
1. Sen sahiden budalaymışsın dostum hem adamakıllı ateh getirmişsin.
1. Sen sahiden budalaymışsın dostum hem adamakıllı ateh getirmişsin.
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Tanrıtanımaz
Lisan : Fransızca athéiste
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Tanrıtanımazlık
Lisan : Fransızca athéisme
1. isim , isim , isim , isim , Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek
Lisan : Fransızca attelle
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Gümüş balığı
Lisan : Rumca
Telaffuz : ateri'na
ateş balığı, ateş böceği, ateş çiçeği, ateş düşürücü, ateş gecesi, ateş gemisi, ateş hattı, ateş kayığı, ateşkes, ateş kırmızısı, ateş küre, ateş pahası, ateş parçası, ateş tuğlası, ateşten gömlek, alabanda ateş, çapraz ateş, bar ateşi, baraj ateşi, batarya ateşi, fındık ateşi, imha ateşi, Rum ateşi, taciz ateşi, yaylım ateşi
1. isim , isim , isim , isim , Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr
1. Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi.
1. Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi.
2. Tutuşmuş olan cisim
3. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç
1. Yemeği ateşten indirdim.
1. Yemeği ateşten indirdim.
4. Patlayıcı silahların atılması
1. Top ateşi geceye kadar sürdü.
1. Top ateşi geceye kadar sürdü.
5. Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma
1. Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi.
1. Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi.
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Öfke, hırs, hınç
1. Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı.
1. Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı.
7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Coşkunluk
1. Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu.
1. Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu.
8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tehlike, felaket
1. Kendinizi ateşe atıyorsunuz.
1. Kendinizi ateşe atıyorsunuz.
9. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Büyük üzüntü, acı
1. İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu.
1. İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu.
Lisan : Farsça āteş
1. yanmak, tutuşmak
2. ateşli silah patlamak
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , coşmak
1. Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı.
1. Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , telaşlanmak, heyecanlanmak
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , öfkelenmek
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , acele davranmak, acele etmek
1. uğradığı yerden hemen gitmeye kalkan kimseye sitem olarak söylenen bir söz
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sardalya
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kın kanatlılardan, karanlıkta ışıldama özelliği olan böcek, yıldız böceği, yıldız kurdu (Lampyris noctiluca)
1. Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta
1. Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kın kanatlılardan, örneği ateş böceği olan böcekler takımı
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ballıbabagillerden, ateş kırmızısı renginde çiçekler açan bir süs bitkisi (Salvia splendens)
1. `kişi, zararlı bir eylemin sözünü etmekle kendisini zarara sokmuş olmaz` anlamında kullanılan bir söz
1. `bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzülemez` anlamında kullanılan bir söz