Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
atbaşı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eşit, birlikte, başa baş


Telaffuz : a'tbaşı

atbaşı (beraber) gitmek (veya gelmek)
Anlamı:

1. eşit durumda olmak

Örnek:

1. Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var.

1. Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var.


atçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , At yetiştiricisi


atçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atçının yaptığı iş


ate
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Tanrıtanımaz


ateh
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , isim , isim , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , Bunama

Örnek:

1. Akdeniz kıyılarında yaşayanlar, uzun süren bu hayati medeniyetten sonra ateh devrine girdiler.

1. Akdeniz kıyılarında yaşayanlar, uzun süren bu hayati medeniyetten sonra ateh devrine girdiler.


Lisan : Arapça ʿateh

ateh getirmek
Anlamı:

1. bunamak

Örnek:

1. Sen sahiden budalaymışsın dostum hem adamakıllı ateh getirmişsin.

1. Sen sahiden budalaymışsın dostum hem adamakıllı ateh getirmişsin.


ateist
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Tanrıtanımaz


Lisan : Fransızca athéiste

ateizm
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Tanrıtanımazlık


Lisan : Fransızca athéisme

atel
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek


Lisan : Fransızca attelle

atelye
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 atölye


Lisan : Fransızca atelier

aterina
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Gümüş balığı


Lisan : Rumca

Telaffuz : ateri'na

ateş

İlgili Kelimeler:

ateş balığı, ateş böceği, ateş çiçeği, ateş düşürücü, ateş gecesi, ateş gemisi, ateş hattı, ateş kayığı, ateşkes, ateş kırmızısı, ateş küre, ateş pahası, ateş parçası, ateş tuğlası, ateşten gömlek, alabanda ateş, çapraz ateş, bar ateşi, baraj ateşi, batarya ateşi, fındık ateşi, imha ateşi, Rum ateşi, taciz ateşi, yaylım ateşi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr

Örnek:

1. Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi.

1. Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi.

2. Tutuşmuş olan cisim

3. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç

Örnek:

1. Yemeği ateşten indirdim.

1. Yemeği ateşten indirdim.

4. Patlayıcı silahların atılması

Örnek:

1. Top ateşi geceye kadar sürdü.

1. Top ateşi geceye kadar sürdü.

5. Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma

Örnek:

1. Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi.

1. Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi.

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Öfke, hırs, hınç

Örnek:

1. Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı.

1. Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı.

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Coşkunluk

Örnek:

1. Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu.

1. Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu.

8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tehlike, felaket

Örnek:

1. Kendinizi ateşe atıyorsunuz.

1. Kendinizi ateşe atıyorsunuz.

9. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Büyük üzüntü, acı

Örnek:

1. İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu.

1. İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu.


Lisan : Farsça āteş

ateş açmak
Anlamı:

1. ateşli silahla mermi atmaya başlamak


ateş almak
Anlamı:

1. yanmak, tutuşmak

2. ateşli silah patlamak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , coşmak

Örnek:

1. Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı.

1. Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , telaşlanmak, heyecanlanmak

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , öfkelenmek

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , acele davranmak, acele etmek


ateş almaya mı geldin?
Anlamı:

1. uğradığı yerden hemen gitmeye kalkan kimseye sitem olarak söylenen bir söz


ateş bacayı (veya saçağı) sarmak
Anlamı:

1. bir olay, önüne geçilemez, tehlikeli bir durum almak


ateş balığı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sardalya


ateş basmak
Anlamı:

1. kızarmak, sıkılıp başına kan yürümek


Ön Takı : (birine)

ateş böceği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kın kanatlılardan, karanlıkta ışıldama özelliği olan böcek, yıldız böceği, yıldız kurdu (Lampyris noctiluca)

Örnek:

1. Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta

1. Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta


ateş böcekleri
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kın kanatlılardan, örneği ateş böceği olan böcekler takımı


ateş çiçeği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ballıbabagillerden, ateş kırmızısı renginde çiçekler açan bir süs bitkisi (Salvia splendens)


ateş çıkmak
Anlamı:

1. yangın çıkmak


ateş demekle ağız yanmaz
Anlamı:

1. `kişi, zararlı bir eylemin sözünü etmekle kendisini zarara sokmuş olmaz` anlamında kullanılan bir söz


ateş düştüğü yeri yakar
Anlamı:

1. `bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzülemez` anlamında kullanılan bir söz