92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri
1. Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.
1. Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.
Telaffuz : a'skat
asker hastanesi, asker kaçağı, asker ocağı, asker tayını, kazasker, serasker, yedek asker, hassa askeri
1. isim , isim , isim , isim , Orduda görev yapan erden generale kadar herkes
1. Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü.
1. Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü.
2. Askerlik görevi veya ödevi
1. Askerden dönmek.
1. Askerden dönmek.
3. Er
1. Dışarıda kolları kırmızı beyaz işaretli askerlerin taşıdığı boş sedyeler süratle uzaklaşıyor.
1. Dışarıda kolları kırmızı beyaz işaretli askerlerin taşıdığı boş sedyeler süratle uzaklaşıyor.
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli
1. Asker adam.
1. Asker adam.
5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yurdunu iyi koruyan, kahraman özelliği taşıyan
1. Asker millet.
1. Asker millet.
Lisan : Arapça ʿasker
1. bir devlet belli kanunlara bağlı olarak asker toplamak
2. genellikle düşman kıyılarına asker göndermek
1. isim , isim , isim , isim , Sadece er ve eratın tedavi gördüğü sağlık kuruluşu
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Askerlik ödevini yapmamak için asker ocağından ayrılan veya oraya gitmekten kaçan kimse
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Askerlik ödevinin yapıldığı kışla, ordugâh, tahkimli bölge, gemi, tersane vb. hizmet yerleri
1. askere göndermek
1. Nihayet seni asker ocağına verdim.
1. Nihayet seni asker ocağına verdim.
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Erlere verilen azık
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Asker gibi
1. Yürüyüşü askercedir, oturuşu askercedir, mendilini katlayıp cebine koyuşu bile askercedir.
1. Yürüyüşü askercedir, oturuşu askercedir, mendilini katlayıp cebine koyuşu bile askercedir.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (aske'rce) Askere yakışır bir biçimde, askercesine
1. Kapıdan içeri giren adam, topuklarını birbirine vurarak askerce bir selam veriyor.
1. Kapıdan içeri giren adam, topuklarını birbirine vurarak askerce bir selam veriyor.
1. askerlik ödevini yapmak için er eğitim merkezine gönderilmek
1. Babam askere alınıp Bağdat'a götürülmüş.
1. Babam askere alınıp Bağdat'a götürülmüş.
askerî ambargo, askerî ataşe, askerî güç, askerî hastane, askerî inzibat, askerî kaput, askerî rüştiye
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Askerlikle ilgili, askere özgü
1. Sonra subay salonunda, askerî sorgu yargıcının karşısına çıkardılar.
1. Sonra subay salonunda, askerî sorgu yargıcının karşısına çıkardılar.
Lisan : Arapça ʿaskerī
Telaffuz : askeri:
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Bir ülkeyi cezalandırmak amacıyla askerî alanda yaptırım uygulama
1. isim , isim , isim , isim , Bir ulusun yabancı ülkelerdeki elçiliklerinde görevli askerî uzman
1. isim , isim , isim , isim , Bir ülkenin sahip olduğu silahlı kuvvetlerin bütünü
2. Küçük veya büyük askerî birlik
1. isim , isim , isim , isim , Bütün askerlerin ve aile bireylerinin tedavi edildiği sağlık kuruluşu
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Askerî birlikler arasında düzeni, disiplini, kanunları yürütmekle görevli sınıf ve bu sınıftan olan asker
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Askerlerin giydiği kalın kumaştan üstlük