açıkgözlülük etmek

Anlamı:

1. kurnazlık ederek amacına ulaşmaya çalışmak

acıkılma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Acıkılmak işi

acıkılmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Acıkma işine konu olmak

Örnek:

1. Bu saatte acıkılır mı?

1. Bu saatte acıkılır mı?

acıkış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Acıkma durumu

acıkıverme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Acıkıvermek durumu

acıkıvermek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak acıkmak

Telaffuz : acıkı'vermek

açıklama

İlgili Kelimeler:

açıklama cümlesi, düzen açıklaması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklamak işi, izah

Örnek:

1. Hiçbir açıklama yapmadan çıkıyorum odadan.

1. Hiçbir açıklama yapmadan çıkıyorum odadan.

açıklama cümlesi

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ana cümlede anlatılmak istenen duygu ve düşünceyi daha iyi açıklamak ve pekiştirmek için kullanılan cümle

açıklama yapmak

Anlamı:

1. herhangi bir konuyu aydınlığa kavuşturmak amacıyla konuşmak veya yazmak

açıklamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek

2. Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek

Örnek:

1. Ben siyasal tavrımı ağlayarak açıkladım.

1. Ben siyasal tavrımı ağlayarak açıkladım.

3. Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak

4. Açıkça söylemek, ifşa etmek

Örnek:

1. Kenan Bey bunun kuru bir inanç olmadığını da ilk defa açıkladı.

1. Kenan Bey bunun kuru bir inanç olmadığını da ilk defa açıkladı.

5. Belirtmek, göstermek, açığa vurmak, izhar etmek

açıklamalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birtakım açıklamalarla anlaşılması, öğrenilmesi kolaylaştırılmış, izahlı

Örnek:

1. Açıklamalı deyimler.

1. Açıklamalı deyimler.

açıklanabilir

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Anlaşılır duruma getirilebilen

açıklanabilirlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklanabilir olma durumu

açıklanabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklanabilmek işi

açıklanabilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Anlaşılır bir duruma getirilme ihtimali veya imkânı bulunmak

açıklanan

Anlamı:

1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Açıklamalar sonunda ortaya çıkması beklenen kavram, açıklayan

açıklanış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklanma işi

açıklanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklanmak işi

açıklanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Açıklama işi yapılmak, izah edilmek, ifşa edilmek

Örnek:

1. Babasının silahlarını kullanmış olması da açıklanır böylece.

1. Babasının silahlarını kullanmış olması da açıklanır böylece.

açıklar livası

Anlamı:

1. isim , isim , alay yollu , alay yollu , isim , isim , alay yollu , alay yollu , İşi gücü olmayan, boşta kalan kimse

açıklar livası olmak

Anlamı:

1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , işsiz ve kazançsız kalmak

açıklaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklaşmak durumu

açıklaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Açık duruma gelmek

2. Rengi açılmak

açıklaştırabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklaştırabilmek işi

açıklaştırabilmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Daha açık bir duruma getirme ihtimali veya imkânı bulunmak