Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
mağdurluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mağdur olma durumu, kıygınlık, mağduriyet

Örnek:

1. Oy kavgasında kazanılmaya değer bir kalabalık saymadıklarından olacak, onların mağdurluğunu gidermek, onların hakkını korumak çabasına üşenmişler.

1. Oy kavgasında kazanılmaya değer bir kalabalık saymadıklarından olacak, onların mağdurluğunu gidermek, onların hakkını korumak çabasına üşenmişler.


mağfiret
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bağışlama


Lisan : Arapça maġfiret

mağfiret dilemek
Anlamı:

1. bağışlanmayı istemek


mağfiret etmek
Anlamı:

1. Tanrı bağışlamak


mağfur
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Affolunmuş, bağışlanmış


Lisan : Arapça maġfūr

mağlubiyet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yenilgi

Örnek:

1. Bununla beraber daimî mağlubiyetlerin acısıyla sarsılıyorduk.

1. Bununla beraber daimî mağlubiyetlerin acısıyla sarsılıyorduk.


Lisan : Arapça maġlūbiyyet

Telaffuz : mağlu:biyet, l ince okunur

mağlup
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yenik (II)


Lisan : Arapça maġlūb

Telaffuz : l ince okunur

mağlup etmek
Anlamı:

1. yenmek

Örnek:

1. Zavallı milletimizi esir etmek isteyen düşmanları behemehâl mağlup edeceğimize dair olan emniyet ve itimadım bir dakika olsun sarsılmamıştır.

1. Zavallı milletimizi esir etmek isteyen düşmanları behemehâl mağlup edeceğimize dair olan emniyet ve itimadım bir dakika olsun sarsılmamıştır.


mağlup olmak
Anlamı:

1. yenilmek(II)

Örnek:

1. Gelen imdat kuvvetinden vaktiyle haber alamıyor, mağlup oluyoruz.

1. Gelen imdat kuvvetinden vaktiyle haber alamıyor, mağlup oluyoruz.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , gerçekleşmemesi gereken bir şey için direnemeyip yapılmasını kabul etmek

Örnek:

1. Bu hevesine mağlup olmasına bıçaksırtı kaldı.

1. Bu hevesine mağlup olmasına bıçaksırtı kaldı.


magma
Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Yerin içinde, sıvı veya hamur kıvamında uçucu gazlarla doymuş olarak bulunan eriyik


Lisan : Fransızca magma

Telaffuz : ma'gma

magmasal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , jeoloji , jeoloji , sıfat , sıfat , jeoloji , jeoloji , Magmatik


magmatik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , jeoloji , jeoloji , sıfat , sıfat , jeoloji , jeoloji , Magma ile ilgili, magmasal


Lisan : Fransızca magmatique

mağmum
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Gamlı

Örnek:

1. Otobüsün içi, bizimkilerin mağmum kalplerinden, mağmum bakışlarından bin kez iyi.

1. Otobüsün içi, bizimkilerin mağmum kalplerinden, mağmum bakışlarından bin kez iyi.

2. Sıkıcı, kapanık (hava)


Lisan : Arapça maġmūm

magnezit
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Lüle taşı


Lisan : Fransızca magnésite

magnezyum

İlgili Kelimeler:

magnezyum karbonat, magnezyum klorür, magnezyum sülfat

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 12, atom ağırlığı 24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir element (simgesi Mg)


Lisan : Fransızca magnésium

Telaffuz : magne'zyum

magnezyum karbonat
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Magnezit ve özellikle kalsiyum ve magnezyum karbonat tuzu olan dolomit biçiminde madde (MgCO3)


magnezyum klorür
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Hidratlı billurlar vererek billurlaşan deniz suyunun damıtılmasıyla elde edilen madde (MgCl2)


magnezyum sülfat
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Renksiz, küçük iğneler biçiminde ve hidratlı olarak billurlaşan, deniz suyunda ve bazı maden sularında bulunan madde (MgSO4)


magnezyumlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Özünde magnezyum bulunduran, magnezyum içeren


magri
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yılan balığıgillerden, Avrupa kıyılarında yaşayan, yenebilen büyük bir balık (Conger conger)


Lisan : Rumca

Mağribî
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Batılı


Lisan : Arapça maġribī

Telaffuz : mağribi:

Mağribî
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mağrip halkından olan kimse


Özel: Evet

Lisan : Arapça maġribī

Telaffuz : mağribi:

mağrip
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Batı

Örnek:

1. Mağripten maşrıka dünyanın ucu / Sarrafı bilir altını, tuncu

1. Mağripten maşrıka dünyanın ucu / Sarrafı bilir altını, tuncu


Lisan : Arapça maġrib

Mağrip
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Afrika'nın Mısır dışındaki kuzey ülkeleri


Özel: Evet

Lisan : Arapça maġrib

Telaffuz : ma'ğribi

mağrur
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kurumlu(II), gururlu, kibirli, kendini beğenmiş

Örnek:

1. Kedi sokaklarda sürünürken bile, eğer sizden korkmadıysa yine mağrur, kibirli ve rahatına düşkündür.

1. Kedi sokaklarda sürünürken bile, eğer sizden korkmadıysa yine mağrur, kibirli ve rahatına düşkündür.


Lisan : Arapça maġrūr