Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
geçinme

İlgili Kelimeler:

geçinme endeksi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçinmek işi, maişet


geçinme endeksi
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Belirli bir sosyal grubun ortalama yaşama düzeyini sürdürebilmesi için yapması gereken giderleri izleyen fiyat endeksi

2. Vatandaşların geçim gereksinimini karşılayabilmesi için yaptıkları harcamaların toplamı


geçinmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yaşamak için gerekeni sağlamak

Örnek:

1. Avla geçinen bir kabile, bu gıdaları tesadüfe borçlu olduğuna inanabilir.

1. Avla geçinen bir kabile, bu gıdaları tesadüfe borçlu olduğuna inanabilir.

2. -le , -le , -le , -le , Uzlaşmak, anlaşmak

Örnek:

1. Aman çocuklar, birbirinizle iyi geçinin.

1. Aman çocuklar, birbirinizle iyi geçinin.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Taslamak

Örnek:

1. Şiir güç ya, şair olmak, şair geçinmek o kadar değil.

1. Şiir güç ya, şair olmak, şair geçinmek o kadar değil.

4. -den , -den , mecaz , mecaz , -den , -den , mecaz , mecaz , Kendi gereksinimlerini başkalarından sağlamak

Örnek:

1. Sen altmış para verip bir paket tütün almaz, herkesin tabakasından geçinirsin.

1. Sen altmış para verip bir paket tütün almaz, herkesin tabakasından geçinirsin.

5. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Ölmek


geçinmeye gönlü olmamak
Anlamı:

1. herhangi bir konuda isteksizliğini belli etmek


geçirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirebilmek işi


geçirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Geçirme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Böyle bir ortamda ana caddenin yapımına hız veren belediye yetkilileri, meseleyi kapanmış addedip hiçbir engele toslamadan rahatlıkla geçirebilirdiler yolu.

1. Böyle bir ortamda ana caddenin yapımına hız veren belediye yetkilileri, meseleyi kapanmış addedip hiçbir engele toslamadan rahatlıkla geçirebilirdiler yolu.

2. Geçirmeye gücü yetmek


geçirgen

İlgili Kelimeler:

yarı geçirgen

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Gaz, sıvı vb.ni içinden kolaylıkla geçiren

2. jeoloji , jeoloji , jeoloji , jeoloji , Sıvıların geçmesine elverişli (kayaç), geçirimli


geçirgenlik

İlgili Kelimeler:

yarı geçirgenlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bazı cisimlerin, içlerinden gaz, sıvı, akım vb. geçirme özelliği

Örnek:

1. Kalkerli topraklarda geçirgenlik yoktur.

1. Kalkerli topraklarda geçirgenlik yoktur.

2. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Saydam cisimlerin ışığı geçirme derecesi

3. jeoloji , jeoloji , jeoloji , jeoloji , Kayaçların, sıvıların geçebilmesine karşı elverişliliği, geçirimlilik


geçirilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirilebilmek işi


geçirilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Geçirilme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Üstelik bu kısa, kadirbilmez ömrün böyle bir sanı olmadan geçirilebileceğine de inanmıyordu.

1. Üstelik bu kısa, kadirbilmez ömrün böyle bir sanı olmadan geçirilebileceğine de inanmıyordu.


geçirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirilmek işi


geçirilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Geçirme işi yapılmak

Örnek:

1. İki anne, çocuklarının başlarına geçirilmiş iki külah yüzünden oracıkta ahbap oluverdiler.

1. İki anne, çocuklarının başlarına geçirilmiş iki külah yüzünden oracıkta ahbap oluverdiler.


geçirim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirme işi


geçirimli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Geçirgen


geçirimlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirgenlik


geçirimsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Geçirgenliği olmayan


geçirimsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirimsiz olma durumu


geçiriş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirme işi


geçiriverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirivermek işi


geçirivermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Ansızın, çabucak veya kısa sürede geçirmek


Telaffuz : geçiri'vermek

geçirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirmek işi

Örnek:

1. Esaretimin geri kalan müddetini bu ümitle geçirmeye başladım.

1. Esaretimin geri kalan müddetini bu ümitle geçirmeye başladım.


geçirmek fiil

İlgili Kelimeler:

kurşungeçirmez, görmüş geçirmiş

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak

2. -e , -e , -e , -e , Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek

Örnek:

1. Kalanımızı peşine takarak Murat Suyu'nun karşı kıyısına geçirdi.

1. Kalanımızı peşine takarak Murat Suyu'nun karşı kıyısına geçirdi.

3. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek

Örnek:

1. Odanın eşyasını öbür odaya geçirmek.

1. Odanın eşyasını öbür odaya geçirmek.

4. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Tespit etmek, yazmak, kaydetmek

Örnek:

1. Merkez, kadının dosyasına vefat kaydını geçirdi.

1. Merkez, kadının dosyasına vefat kaydını geçirdi.

5. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak

Örnek:

1. Yem torbalarını hayvanların boyunlarına geçirdikten sonra arkadaşına sordu.

1. Yem torbalarını hayvanların boyunlarına geçirdikten sonra arkadaşına sordu.

6. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek

Örnek:

1. Arkadaşımı geçirmeye gittim.

1. Arkadaşımı geçirmeye gittim.

7. -i , -i , -de , -de , -i , -i , -de , -de , Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak

Örnek:

1. Oralarda geçirdiğim günleri daima bir endişe, bir nevi hüzün ile derhatır ediyorum.

1. Oralarda geçirdiğim günleri daima bir endişe, bir nevi hüzün ile derhatır ediyorum.

8. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Giymek, giyinmek

Örnek:

1. Sırtına pembe, kolları tamamen çıplak bir bluz geçirmişti.

1. Sırtına pembe, kolları tamamen çıplak bir bluz geçirmişti.

9. -den , -den , -den , -den , Bir işi birden çok kişi üzerinde uygulamak

Örnek:

1. Kılıçtan geçirmek. Dayaktan geçirmek.

1. Kılıçtan geçirmek. Dayaktan geçirmek.

10. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Herhangi bir durumu yaşamış olmak

Örnek:

1. Ne yapar ne eder, günde iki üç saatini at üstünde geçirirdi.

1. Ne yapar ne eder, günde iki üç saatini at üstünde geçirirdi.

11. Etmek, yapmak

12. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Hastalık bulaştırmak

Örnek:

1. Nezleyi bana geçirdin.

1. Nezleyi bana geçirdin.

13. Zaman harcamak

Örnek:

1. Benim bu işlerle geçirecek vaktim yok.

1. Benim bu işlerle geçirecek vaktim yok.

14. Bir gereksinimi eldeki imkânla karşılamak

15. -e , -e , -e , -e , Vurmak

16. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak

17. -e , -e , argo , argo , -e , -e , argo , argo , Birine kötü söz söylemek


geçirtilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirtilmek durumu


geçirtilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Geçirme işi yapılmak


geçirtme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirtmek işi