92406 kayıt bulundu.
1. `bir girişimden iyi sonuç almak isteyen, o işin temelini sağlam kurmalıdır` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Büyükler, devlet büyükleri, ileri gelenler
1. Kaymakam beyin hemen arkasında kalan ekâbiri umursamadan sıtma doktoru da kalkmıştı.
1. Kaymakam beyin hemen arkasında kalan ekâbiri umursamadan sıtma doktoru da kalkmıştı.
2. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , Kendini beğenmiş kimse
1. Senin gibi ekâbir bir adam bu tür haberlerin peşinde koşturmaz.
1. Senin gibi ekâbir bir adam bu tür haberlerin peşinde koşturmaz.
Lisan : Arapça ekābir
Telaffuz : ekâ:bir
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Azınlık
2. toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Azınlık
Lisan : Arapça aḳalliyyet
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , `Saf dışı etmek, konu dışında tutmak` anlamındaki ekarte etmek, saf dışı edilmek, konu dışında tutulmak` anlamındaki ekarte olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz
Lisan : Fransızca écarté
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Büyük, yetişkin, yaşlı, kart
2. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yaşı küçük olduğu hâlde sözleri ve davranışları büyükmüş gibi olan çocuk
1. -i , -i , -i , -i , Ekme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Ne sen her zaman dilediğini ekebilirsin ne ben her zaman dilediğimi yazabilirim.
1. Ne sen her zaman dilediğini ekebilirsin ne ben her zaman dilediğimi yazabilirim.
2. Ekmeye gücü yetmek
3. Ekme becerisi bulunmak
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tohum
1. `her davranış doğal sonucuna varır; emek verip ekin eken ürün alır, gezerken bir yerde konaklayan oradan kalkarak başka bir yere gider` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Mezra
1. Ekeneği, çayırları, alışverişi olan adamdır.
1. Ekeneği, çayırları, alışverişi olan adamdır.
1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir tarım ürününü üreten, tarımla uğraşan çiftçi
1. Ekicinin ürünü değer fiyatına satın alınacaktır.
1. Ekicinin ürünü değer fiyatına satın alınacaktır.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birini uydurma bir sebeple bırakıp giden, atlatan kimse
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ekilmiş olan, mezru
1. Ekili tarla.
1. Ekili tarla.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ekme işi yapılmak
1. Tarlaya mısır ekildi.
1. Tarlaya mısır ekildi.
doku ekimi
1. isim , isim , isim , isim , Ekme işi
1. Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı.
1. Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı.
2. Yılın onuncu ayı, teşrinievvel
ekin biti, ekin iti, ekin kargası
1. isim , isim , isim , isim , Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum
1. Yağmur, vaktinde ve yeterince yağmalı; ekinlere kına, pancarlara kurt düşmemeli.
1. Yağmur, vaktinde ve yeterince yağmalı; ekinlere kına, pancarlara kurt düşmemeli.
2. Kültür, hars
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Buğday biti
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Başını dik tutup herkese yüksekten bakan kimse
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Tüyleri parlak, kara ve erguvani parıltılı bir tür karga (Corvus frugilefus)
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tahıl yetiştirip satan kimse