eğsi

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Ucu yanmış odun, köseği

egzama

Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Mayasıl

Lisan : Fransızca eczéma

egzamalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Egzaması olan

egzersiz

Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Alıştırma

Örnek:

1. Sabahleyin balkonda nefes egzersizlerini ihmal etmez.

1. Sabahleyin balkonda nefes egzersizlerini ihmal etmez.

Lisan : Fransızca exercice

egzersiz yapmak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , alıştırma yapmak

Örnek:

1. O akşam yalnız olduğum için kemanda bazı egzersizler yapmaya başladım.

1. O akşam yalnız olduğum için kemanda bazı egzersizler yapmaya başladım.

2. sağlıklı yaşam için spor yapmak

egzistansiyalist

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Varoluşçu

Lisan : Fransızca existentialiste

egzistansiyalizm

Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Varoluşçuluk

Lisan : Fransızca existentialisme

egzogami

Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Dış evlilik

Lisan : Fransızca exogamie

egzomorfizm

Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Dış başkalaşım

Lisan : Fransızca exomorphisme

egzotik

İlgili Kelimeler:

egzotik çorba

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yabancıl

Örnek:

1. Sonra, tuzu kuru insanlar değişiklik arar, egzotik tatlara da bayılırlar.

1. Sonra, tuzu kuru insanlar değişiklik arar, egzotik tatlara da bayılırlar.

Lisan : Fransızca exotique

egzotik çorba

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ana malzemesi deniz kırlangıcı, kaplumbağa vb. deniz ürünleri olan bir çorba türü

egzotiklik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yabancıllık

egzotizm

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yabancıllık

Lisan : Fransızca exotisme

egzoz

İlgili Kelimeler:

egzoz gazı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçten yanmalı motorlarda yanan akaryakıtın gazı

Örnek:

1. Büyük kentin yazın egzoz, kışın kalorifer dumanı kokan havasından...

1. Büyük kentin yazın egzoz, kışın kalorifer dumanı kokan havasından...

2. Bu gazın boşaltılması

3. Bu gazın atılmasını sağlayan düzen

4. Susturucu

Lisan : İngilizce exhaust

egzoz gazı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Egzozdan atılan gaz

egzozcu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Egzozu yapan, satan veya onaran kimse

egzozculuk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Egzozcunun yaptığı iş

eh

Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Olur, peki veya fena değil` anlamlarında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Eh! Bize gerekli olan da o; bütçemizi doğrultur, pansiyoner olmaktan vazgeçeriz.

1. Eh! Bize gerekli olan da o; bütçemizi doğrultur, pansiyoner olmaktan vazgeçeriz.

2. Bezginlik anlatan bir söz

Örnek:

1. Eh, dün geceki kafayla bu kadarı olacaktı elbet!

1. Eh, dün geceki kafayla bu kadarı olacaktı elbet!

ehem

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çok önemli

Lisan : Arapça ehemm

ehemmiyet

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önem

Örnek:

1. Bu kadarının hiç de ehemmiyeti yoktu.

1. Bu kadarının hiç de ehemmiyeti yoktu.

Lisan : Arapça ehemmiyyet

ehemmiyet vermek

Anlamı:

1. önem vermek

Örnek:

1. Bundan başka Mevlâna, çok defa şekilciliğe ehemmiyet vermez.

1. Bundan başka Mevlâna, çok defa şekilciliğe ehemmiyet vermez.

ehemmiyetli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Önemli

Örnek:

1. Bir cemiyetin ilerlemesi, neyin ehemmiyetli olduğunu bilmeye bağlıdır.

1. Bir cemiyetin ilerlemesi, neyin ehemmiyetli olduğunu bilmeye bağlıdır.

ehemmiyetlilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önemlilik

ehemmiyetsiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Önemsiz

Örnek:

1. Ama en ufak, en ehemmiyetsiz şeyi derin derin düşünür.

1. Ama en ufak, en ehemmiyetsiz şeyi derin derin düşünür.

ehemmiyetsizlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önemsizlik