Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dostane
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Dostça

Örnek:

1. Bu mağazaya girdiğimiz vakit güler yüzlü ve çok dostane kabul edildik.

1. Bu mağazaya girdiğimiz vakit güler yüzlü ve çok dostane kabul edildik.


Lisan : Farsça dūstāne

Telaffuz : dosta:ne

dostça
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dosta yakışır, dost gibi

Örnek:

1. Gerçekten dostça bir sohbet oldu, epeyce uzun sürdü.

1. Gerçekten dostça bir sohbet oldu, epeyce uzun sürdü.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (do'stça) Dosta yakışır bir biçimde, dostane

Örnek:

1. Herkes içten görünüyor, hatta yıldızımın hiç barışmadığı insanlar bile dostça elimi sıkıyor, hatırımı soruyorlar.

1. Herkes içten görünüyor, hatta yıldızımın hiç barışmadığı insanlar bile dostça elimi sıkıyor, hatırımı soruyorlar.


dostlar alışverişte görsün (diye)
Anlamı:

1. `gösteriş olsun, iş görüyor densin (diye)` anlamında kullanılan bir söz


dostlar başına
Anlamı:

1. bir şeyi dostları için de dilemek amacıyla kullanılan bir iyi dilek sözü

Örnek:

1. Doğrusu böyle bir düğün dostlar başınaydı. Arkadaşları arasında, günlerden beri hep bunun lafı ediliyordu.

1. Doğrusu böyle bir düğün dostlar başınaydı. Arkadaşları arasında, günlerden beri hep bunun lafı ediliyordu.


dostlar başından ırak
Anlamı:

1. sözü edilen kötü bir durumla yakınların karşılaşmaması için söylenen iyi dilek sözü


dostlar şehit, biz gazi
Anlamı:

1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , tehlikeli işleri başkalarına bırakıp kendileri sonuçtan yararlanmak için bir kenara çekilenlerin bencilliğini anlatan bir söz


dostlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dostlaşmak durumu


dostlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dost durumuna gelmek, dost olmak


dostluk

İlgili Kelimeler:

zendostluk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dost olma durumu

2. Dostça davranış

Örnek:

1. Karşılıklı ödünler vererek hoşgörü havası içinde dostluklarını sürdürüyorlardı.

1. Karşılıklı ödünler vererek hoşgörü havası içinde dostluklarını sürdürüyorlardı.


dostluk başka, alışveriş başka
Anlamı:

1. `iki kişi arasındaki dostluk, alışverişte birinin ötekine özverili davranmasını gerektirmez` anlamında kullanılan bir söz


dostluk etmek
Anlamı:

1. yakınlık kurmak, dost gibi candan davranmak

Örnek:

1. Lokanta müşterisi hanımlardan kendi kendine tanıştığı, konuştuğu, dostluk ettiği hanımlar var!

1. Lokanta müşterisi hanımlardan kendi kendine tanıştığı, konuştuğu, dostluk ettiği hanımlar var!


dostluk kantarla, alışveriş (veya hesap) miskalle
Anlamı:

1. `iş ilişkilerine dostluk karıştırılmamalıdır` anlamında kullanılan bir söz


dostluk kurmak
Anlamı:

1. yakınlık, ahbaplık kurmak

Örnek:

1. Görev yaptığı illerde, ilçelerde hep dostluk kurmuştu oraların delileriyle.

1. Görev yaptığı illerde, ilçelerde hep dostluk kurmuştu oraların delileriyle.


dostluk okkayla, alışveriş dirhemle
Anlamı:

1. `dostluğun değeri ölçülemez, alışverişse ölçülü yapılmalı` anlamında kullanılan bir söz


dostsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dostu olmayan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Dostu olmadan

Örnek:

1. Cebinde birkaç para ile ailesiz ve dostsuz iş bulana kadar yaşamak mecburiyetinde idi.

1. Cebinde birkaç para ile ailesiz ve dostsuz iş bulana kadar yaşamak mecburiyetinde idi.


dostsuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dostsuz olma durumu


dostun attığı taş baş yarmaz
Anlamı:

1. `dostun acı sözü veya sert davranışı insana ağır gelmez` anlamında kullanılan bir söz


dosya

İlgili Kelimeler:

veri dosyası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı konu, aynı kimse, aynı işle ilgili belgeler bütünü

2. Bu gibi belgelerin toplandığı kartondan kap

Örnek:

1. Dosyaları koltuğunun altına yerleştirirken hırsından tiril tiril titriyordu.

1. Dosyaları koltuğunun altına yerleştirirken hırsından tiril tiril titriyordu.


Lisan : Fransızca dossier

Telaffuz : do'sya

dosya açmak (veya hazırlamak)
Anlamı:

1. bir kimse, konu veya işle ilgili yeni bir dosya düzenlemek


dosyalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dosyalamak işi


dosyalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yazıları, belgeleri dosyaya koymak


dosyalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dosyalanmak işi


dosyalanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dosyalama işi yapılmak veya dosyalama işine konu olmak


dosyası dürülmek
Anlamı:

1. defteri dürülmek

Örnek:

1. Örgütteki dosyası da çoktan dürülmüştü.

1. Örgütteki dosyası da çoktan dürülmüştü.


dosyası kabarmak (veya kabarık olmak)
Anlamı:

1. yaptığı yanlış işleri çoğalmak